
Denetim ücretleri
yıllardır hep tartışma konusu olmuştur. Bağımsız denetime tabi şirket sayısının
artmasıyla birlikte artan denetim şirketi sayısı rekabetçi fiyatları da beraberinde
getirdi. Denetçilerin alacağı ücretlere ilişkin asgari bir ücret tarifesinin
olmaması da bu sorunu gitgide derinleştirdi.
Hal böyleyken bağımsız
denetim camiasındaki herkesin “Bu ücretlere bu işler nasıl yapılır” diye
sorduğu, denetimin kalitesine yönelik olumsuz düşüncelerin arttığı bir ortamda,
Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) denetimde gerekli kalite ve güvenin sağlanması adına
bağımsız denetim kuruluşlarından alınan hizmetlerin finansal tablo dipnotlarında
açıklanmasını zorunlu hale getiren bir karar yayımladı.
Bağımsız denetimden
alınan ücretin, yapılan iş için ayrılan zamanın, dolayısıyla denetimin
kalitesinin bir göstergesi olacağı dikkate alındığında uygulamanın son derece
yerinde bir karar olduğu söylenebilir. Özellikle Avrupa Birliği mevzuatı ve
uluslararası uygulamalarla uyum sağlanması açısından da bu karar son derece
önemli. Ayrıca açıklanan ücretlerin hem bağımsız denetçiler hem de şirketler
açısından bir otokontrol mekanizması olarak çalışacağını beklemekteyim.
Finansal tablo
kullanıcıları açısından bakıldığında; benzer sektör ve benzer büyüklükteki
işletmelere ödenen ücretler, işletmelerin aldığı denetim hizmeti ve dolayısıyla
paydaşlara sunulan finansal bilginin kalitesiyle doğru orantılı olarak yorumlanacaktır.
Uygulamanın ilk yılı
olması nedeniyle tüm taraflar rakiplerinin aldığı ücretleri yakından takip edecek
ve ücret politikalarına ilişkin denetçiler olumlu veya olumsuz dönüşler
alacaklardır.
Artıları ve eksileri bir
kenara bırakıp sadede gelelim. Ücretleri açıklama yükümlülüğü denetlenen şirket
yönetimlerinde olmasına rağmen yöneticiler durumdan bihaber, denetçileri ise
hangi ücreti, nerede ve nasıl açıklayacakları telaşı sarmış durumda. Kafalar
biraz karışık aslında. KGK tarafından yayımlanan Karar bazı noktalarda çok da
açık değil.
İsterseniz akıllardaki
sorular neler ve bu soruları nasıl çözümleyebiliriz kısa kısa değinelim.
Denetim ücretlerini
açıklama yükümlülüğü kimde?
Birçok kişi denetim
ücretlerinin denetçi tarafından ve denetçi görüşüyle birlikte açıklanacağı
yönünde bir yanılsama içerisinde ancak KGK tarafından yayımlanan kararda da
belirtildiği üzere ücretler işletmeler tarafından finansal tablo dipnotlarında
açıklanacak. Dolayısıyla bu düzenlemeye uyum sağlaması gereken taraf bizzat işletme
yönetimidir.
Bağımsız denetçiler ise yürüttükleri
denetim çalışmalarında diğer dipnot açıklamalarında da yaptıkları gibi
ücretlerin doğru bir şekilde açıklanıp açıklanmadığı, yeterli bilginin verilip
verilmediği konusunda güvence elde edeceklerdir.
Ücretler nerede ve nasıl
açıklanacak?
Yukarıdaki soruda
cevabını verdiğimiz gibi ücretlere ilişkin açıklamalar finansal tabloların
ayrılmaz parçası olan dipnotlarda yapılacak.
KGK tarafından yayımlanan
kararda uygulama birliğinin sağlanması için ilgili dipnot başlığının adına dahi
yer verilmiştir. Şirketler “Bağımsız Denetim Kuruluşundan Alınan Hizmetlere
İlişkin Ücretler” başlığı altında karşılaştırmalı bir biçimde denetim
kuruluşlarından aldıkları hizmetlere ilişkin ödedikleri ücretlere yer
verecekler.
İlk yıl açıklanacak
ücretlerde karşılaştırmalı bilgiye yer verilecek mi?
KGK kararda bu detayda
bir belirleme yapmış değil. Ancak şunu biliyoruz ki KGK ücretlerin
karşılaştırılmalı olarak açıklanmasını istemekte. Bu noktada kendi yorumumuzu
yapacak olursak, ilk uygulama yılı dahi olsa dipnotlarda karşılık gelen önceki
yıl ücretlerine de yer verilmesi gerekecektir.
Hangi şirketler denetim
ücretlerini açıklamak zorunda?
Kamu yararını
ilgilendiren kuruluşlar olarak tanımladığımız; halka açık şirketler, bankalar,
sigorta şirketleri, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktöring şirketleri, finansman
şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri ve emeklilik
fonları denetim ücretlerini finansal tablo dipnotlarında açıklayacaklardır.
Ayrıca büyük işletme
tanımını (BOBİ FRS 2021 sürümü için, Aktif Toplam: 200 Milyon TL ve üstü, Net
Satış Hasılatı: 400 Milyon TL ve üstü, Çalışan Sayısı: 250 ve üstü) karşılayan şirketler
TFRS veya BOBİ FRS uygulayıp uygulamadığına bakılmaksızın denetim ücretlerini
finansal tablo dipnotlarında açıklayacaklar.
Orta boy işletmelerden
ise ücrete yönelik bir açıklama beklenmemekte.
Konsolide finansal
tablolarda sadece topluluk denetimi kapsamında alınan ücretler mi açıklanmalı
yoksa konsolide finansal tablolara dahil olan bağlı ortaklıklara ve müşterek
yönetime tabi ortaklıklara verilen hizmetlere ilişkin ücretlere de yer
verilmeli mi?
KGK tarafından yayımlanan
Kurul Kararında bu kapsamda bir belirleme yapılmamış olmakla birlikte, bu
noktada temel yol göstericimiz Avrupa Birliği (AB) düzenlemeleri ve AB’ye üye
ülkelerdeki finansal tablolar olacaktır.
Konuyu Türkiye Muhasebe
Standartları açısından ele alırsak, konsolide finansal tablolar ana ortaklık ve
bağlı ortaklıkları tek bir işletme gibi düşünerek bunların oluşturduğu
topluluğa ait finansal bilgileri sunmaktadır. Dolayısıyla konsolide finansal
tablolarda topluluk bünyesindeki tüm işletmeler için alınan ücretlerin açıklanması
yerinde olacaktır. Bu tür bir açıklama, konsolide finansal tablolardaki
ekonomik bütünlük için alınan hizmetlerin ücretlerini de göstermiş olacaktır.
Ancak KGK tarafından
yapılan düzenlemede bu tür bir zorunluluk görülmediğinden işletmelerin bu tür
bir ayrıma gidip gitmeme noktasında serbest oldukları söylenebilir.
Denetim sözleşmesinde
belirtilen ücret dışında şirketin yansıttığı ilave harcamaları açıklamalı mıyız?
Yine KGK tarafından
yayımlanan Kurul Kararında bu kapsamda bir belirleme yapılmamış olmakla
birlikte, denetimin yürütülmesi sırasında katlanılan masraflar için ayrıca
fatura edilen tutarlar da verilen hizmetin bir parçası olarak ele alınacaktır. İlave
fatura edilen bu harcamaların da ücrete dahil edilmesi, farklı ücretlendirme
politikası uygulayan denetim kuruluşları arasındaki karşılaştırılabilirliliğe
de hizmet edecektir.
Denetim kuruluşlarının
bağlı olduğu bir denetim ağı olması halinde gerek Türkiye gerek yurt dışında ağ
dahilinde verilen hizmetlere ilişkin ücretlerin de açıklanması gerekli midir?
Denetim ağı tanımı hem
Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nde hem de Türkiye Denetim Standartları kapsamında
ele alınmaktadır. Her iki tanım da kısmen
benzer şekilde ele alınmıştır. Denetim
ağının belirlenmesi, bağımsız denetim kuruluşlarının bağımsızlıkları başta
olmak üzere denetlenen işletmeyle arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi
açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla düzenlemelerde denetim ağına dahil tüm
şirketler bir bütün olarak dikkate alınacaktır.
Bu açıdan baktığımızda
yurt içi veya yurt dışı olup olmadığına bakılmaksızın aynı denetim ağına giren denetim
kuruluşlarından alınan bağımsız denetim ve diğer hizmetlere ilişkin ödenen
ücretlerin finansal tablolarda açıklanması daha doğru olacaktır.
Denetim Kuruluşu ortağı
olan Yeminli Mali Müşavirin şahsi mükellefiyeti kapsamında vermiş olduğu vergi
danışmanlığına ait ücretler de açıklanmalı mıdır?
Konuyla ilgili Avrupa
Birliği (AB) düzenlemeleri ve AB’ye üye ülkelerdeki uygulamalar kapsamında net
bir belirleme olduğunu söylemek zor açıkçası.
Şahsi mükellefiyet
kapsamında verilen hizmetleri denetim ağı için yapmış olduğumuz değerlendirme
kapsamına dahil etmek de pek mümkün değil. Şöyle ki, bağımsız denetim
yönetmeliğine göre denetim ağı sadece bağımsız denetim kuruluşlarının kendi
aralarındaki iş birliğine yönelik bir yapıdan bahsetmektedir. Ayrıca
yönetmelikte denetlenen şirketle ilişkiler anlatılırken ortaklara denetim
ağından ayrı olarak değinildiği görülmektedir.
Ancak bağımsız denetim
mevzuatımızda denetim kuruluşları için öngörülen kısıtlamaların tamamı denetim
kuruluşu ortakları için de geçerlidir. Bu nedenle ücretlere ilişkin hükümlerin
denetim kuruluşu ortakları için de uygulanmasının daha doğru bir yaklaşım
olacağı değerlendirmesinde bulunabiliriz.
Dolayısıyla her ne kadar
denetim ağı tanımına girmese de denetim kuruluşu ortaklarının şahsi
mükellefiyetleri kapsamında vermiş oldukları hizmetlere ilişkin ücretlerin finansal
tablo dipnotlarında açıklanması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Ücretler Finansal Tablo
Dipnotlarında Açıklanmazsa Denetçi Görüşünde Şart Vermeli
Hemen neden şart verilmesi
gerekliliğine değinelim. Türk Ticaret Kanunu uyarınca denetimler geçerli
finansal raporlama çerçevesi hükümlerine uygunluğu doğrultusunda yürütülür. KGK
tarafından yapılan düzenlemeler ise geçerli finansal raporlama çerçevesinin
mütemmim cüzüdür. Bu nedenle denetim ücretlerinin açıklanmaması ya da Karar’da
belirdiği şekliyle açıklanmaması durumunda söz konusu husus geçerli finansal
raporlama çerçevesinden sapma olarak ele alınacaktır.
Dolayısıyla bu sapma da denetçileri şarta götürecektir.
Örnek bir dipnot nasıl
olmalı?
Yine AB’ye üye ülkeler
kapsamında hazırlanan finansal tablo ve dipnotları incelendiğinde, denetçi
ücretleriyle ilgili en kapsamlı açıklamalardan birinin Daimler tarafından yapıldığı
söylenebilir.
Daimler tarafından 2020
yılı için yapılan karşılaştırmalı dipnot açıklaması aşağıdaki gibidir.
Denetçi
Ücretleri |
|||||
|
|
|
|||
Milyon Euro
Olarak |
2020 |
2019 |
|||
Denetim Hizmeti |
42 |
|
52 |
|
|
|
KPMG Denetim
Şirketi |
|
23 |
|
28 |
Diğer Güvence
Hizmetleri |
7 |
|
15 |
|
|
|
KPMG Denetim
Şirketi |
|
5 |
|
2 |
Vergi Hizmeti |
2 |
|
2 |
|
|
|
KPMG Denetim
Şirketi |
|
- |
|
- |
Diğer Hizmetler |
1 |
|
6 |
|
|
|
KPMG Denetim
Şirketi |
|
1 |
|
4 |
Toplam |
52 |
|
75 |
|
Yapılan açıklamalar
kapsamında alınan hizmetlerin toplam tutarlarına yer verilirken, bu tutarlardan
denetçisi olan KPMG’ye düşen payın detaylarına da yer verildiği görülmektedir.
Peki böyle bir tablo
açıklamak tek başına yeterli olur mu? Açıkçası açıklanan hizmet kalemlerinin
(Denetim hizmeti, diğer tasdik hizmeti vs.) içeriğine ve kapsamına ilişkin
bilgilere dipnotta yer verilmesi daha doğru bir bilgi sunacaktır.
Sonuç olarak;
Açıklanan ücretlerin
finansal tablo kullanıcıları tarafından dikkatle inceleneceği ve kendilerine
sunulan finansal bilginin kalitesine yönelik bir izlenim elde edecekleri
kanaatindeyim. İlk uygulama yılı olması nedeniyle muhakkak yapılan
açıklamalarda hatalar, farklılıklar ve eksiklikler söz konusu olabilecektir.
Ancak zamanla şirketlerimiz bu düzenlemeye de uyum sağlayacaktır.
Sizleri bilmem ama ben
özellikle halka açık şirketlerin açıklayacakları karşılaştırmalı ücretleri düşündüğümde,
böylesine enflasyonist bir ortamda ücretlerin bu durumu yansıtıp yansıtmayacağı
ile önceki yıllara kıyasla beklenenin çok altında ücretlere yapılan denetim
işlerine yatırımcıların ve hisse senedi sahiplerinin nasıl tepki vereceklerini
merakla bekliyorum.
Sağlıcakla kalın.
Yorum Yap